بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَن جَآءَهُ ٱلۡأَعۡمَىٰ ٢

(1-2) Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü.

– Diyanet İşleri

وَمَا يُدۡرِيكَ لَعَلَّهُۥ يَزَّكَّىٰٓ ٣

(Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak,

– Diyanet İşleri

أَوۡ يَذَّكَّرُ فَتَنفَعَهُ ٱلذِّكۡرَىٰٓ ٤

Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek.

– Diyanet İşleri

أَمَّا مَنِ ٱسۡتَغۡنَىٰ ٥

Kendini muhtaç hissetmeyene gelince;

– Diyanet İşleri

فَأَنتَ لَهُۥ تَصَدَّىٰ ٦

Sen, ona yöneliyorsun.

– Diyanet İşleri

وَمَا عَلَيۡكَ أَلَّا يَزَّكَّىٰ ٧

(İstemiyorsa) onun arınmamasından sana ne!

– Diyanet İşleri

وَأَمَّا مَن جَآءَكَ يَسۡعَىٰ ٨

(8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.

– Diyanet İşleri

وَهُوَ يَخۡشَىٰ ٩

(8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.

– Diyanet İşleri

فَأَنتَ عَنۡهُ تَلَهَّىٰ ١٠

(8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.

– Diyanet İşleri

كـَلَّآ إِنَّهَا تَذۡكِرَةٞ ١١

Hayır, böyle yapma! Çünkü bu (Kur’an) bir öğüttür.

– Diyanet İşleri

فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ ١٢

Dileyen ondan öğüt alır.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu